GERÇEK GÜNDEM - FİLİZ GAZİ

Hafıza Merkezi’nin düzenlediği “Sessiz Kalma: Hak Savunucularına Yönelik Yıldırma Politikaları 2015-2021” başlıklı rapora ilişkin düzenlenen panel etkinliği Postane İstanbul’da düzenlenen basın toplantısı ile başlatıldı. 

Raporun içeriği Hafıza Merkezi ekibinden Murat Çelikkan, Burcu Bingöllü ve Özlem Zıngıl’ın sunumu ile anlatıldı. 2019 yılından bu yana SessizKalma.org web sitesi üzerinden hak savunucuların korunması ve güçlenmesine ilişkin yürütülen belgeleme çalışmaları sırasında toplanan veri analizlerinin rapora dönüştürülmesi ise Banu Tuna, Emel Ataktürk Sevimli, Esra Kılıç, Melis Gebeş, Ölem Zıngıl tarafından yapıldı. 

SADECE İRADEMİZ VE SAVUNMAYA ÇALIŞTIĞIMIZ HAKLARIMIZ VAR

Murat Çelikkan konuşmasında, “Adliye ve cezaevlerinde geçirilen vakit kaçınılmaz olarak bizi böyle bir çalışmaya itti. Hak savunucularının güvende olmadığı bir ülkede hiç kimse güvende değildir.” dedi. 

Çelikkan, Hafıza Merkezi ekibi içinde yer alan kişilere yıllar içinde cezalar verildiği, terör soruşturulması açıldığı, yöneticilerin evine polis baskını yapıldığını söyleyerek konuşmasına şöyle devam etti:

“Avukat Eren Keskin’in cezası İstinaf aşamasında. İnsan Hakları Derneği Öztürk Özdoğan’ın yargılanması halen sürüyor. Şebnem Korur Fincancı bir süre önce cezaevine atıldı ve bırakıldı. Cumartesi İnsanları cezalandırılmaya çalışılıyor. Kadın hakları savunucuları, emek hareketinin önde gelenleri, avukatlar, gazeteciler ve daha pek çok kesim bu cezalandırmadan payını alıyor. Bizlerin silahı yok; irade ve bedenimiz ve savunmaya çalıştığımız haklarımız var. Gezi davası kararı ile ciddi bir gözdağı verilmek istendi.”

BERAAT KARARLARI EMSAL NİTELİĞİ TAŞIMIYOR

Avukat Özlem Zıngıl, raporun 67 hak savunucusunun durumuna bakılarak oluşturulduğunu belirtiyor ve “Ne yazık bu sayı her gün artmaya devam ediyor. Yargı ve soruşturma aşamasında ifade özgürlüğü olarak ele alınmıyorlar” diyor.

Zıngıl bir dikkat çektiği husus ise şu: “Beraat ve takipsizlik kararları veriliyor. Bu beraat kararları emsal niteliği taşımıyor. Münferit bir karar olarak kalıyor.” 

POLİSİN MÜDAHALE ETME BİÇİMİ SUÇLU GÖSTERİYOR

Son olarak Hafıza Merkezi ekibinden Burcu Bingöllü, “Yargısal taciz uygulamaları” başlığı ile ülkede yaşananları şöyle anlatıyor:

“Yasal ve meşru eylemlerin kriminalize edildiğini görüyoruz. Gizli tanık beyanları suçlamaya, yargı kararlarına esas teşkil ediyor. Delilleri iki grupta ayırabiliriz: HTS (Historical Traffic Search, Geçmişe dönük iletişim kayıtları) kayıtları ve tanık beyanları. Deliller hukuka aykırı bir şekilde toplanıyor. Dosyaya erişimin kısıtlanması bir başka uygulama. Neyle suçlandığını bile bilememekten söz ediyoruz. İddianamelerde ciddiyetten uzak yorumlara rastlanıyor. Son dönem AYM kararlarının da uygulanmadığı bir ortamdan bahsediyoruz. Polisin müdahale etme biçimi dahi hak savunucularını suçlu olarak gösteriyor.”