Moved Permanently

Tüketici Hakları Derneği son 1 yılda 40 temel gıdanın ortalama fiyat artışını yüzde 190 olarak belirledi. Kuru soğan yıllık yüzde 659 fiyat artışı ile en pahalı gıda oldu.

Zam şampiyonu kuru soğan.

İşte Türkiye’nin rakamlarla fotoğrafı:

Önce1 yıldaki fiyat artışlarından ilginç örnekler:

Bal yüzde 271, Salça yüzde 280, sirke yüzde 360, Dana eti yüzde 204, Kuzu eti yüzde 154, Sucuk yüzde 196, Süt yüzde 234, Yoğurt yüzde 177, Beyaz Peynir yüzde 251, Kaşar Peyniri yüzde 183, Tereyağı yüzde 149, Zeytinyağı yüzde 130, Kuru fasulye yüzde 103, Pirinç yüzde 157, Makarna yüzde 134, Toz şeker yüzde 144, Zeytin yüzde 271, Reçel yüzde 234, Salça yüzde 234, Kahve yüzde 202, Domates yüzde 104, Elma yüzde 160, limon yüzde 209.

İğneden ipliğe her şeye zam geldi. Ne tadımız kaldı ne de tuzumuz.

Dünya Bankası raporuna göre, gıda enflasyonunda Türkiye, Dünya 5’ncisi oldu.

Peki, bu kadar zamdan sonra enflasyon ne oldu?

2023 yılı 3 aylık enflasyon rakamlarına bakalım. TÜİK’e göre, 12.52, İTO’ya göre, 13.24, ve ENAG’a göre 16.72.

Yüzde 200 oranında zamlar ve enflasyon karşısında emekli maaşları nasıl eridi?

Ortalama emekli aylığının kişi başına milli gelire oranı 2002 yılında yüzde 60 iken, 2023 yılında yüzde 35’lere düştü. Yani 2002 de ortalama işçi emekli aylığı 276 TL iken kişi başı milli gelir 457.2 TL idi.

2023 yılı başında ortalama emekli aylığı 6 bin 307 TL’ye yükseltilirken kişi başı milli gelir 18 bin 49 TL tahmin ediliyor.

Türkiye’de milli gelir 9 bin dolar.

Kanada’da milli gelir 47 bin dolar.

Yani 47 bin dolar maaş alan Kanadalının 505 TL’ye yaptığı alışverişi 9 bin TL maaş alan bir Türk 481 TL’ye yapıyor.

Bir başka örnek Almanya’dan. Almanya’da 200 Euro ile 108 litre benzin, 102 litre motorin, 30 kg tereyağı, 35 kg Beyaz Peynir, 6 aylık bebek bezi, 70 kg Domates, 300 kg Patates, 253 kg toz şeker, 671 adet ekmek.

Türkiye’de 200 TL ile 630 gr peynir alıyoruz.

Zamlar karşısında işçi ücreti de, memur ücreti de emekli maaşı da mum gibi eridi.

Asıl milliyetçilik Türk Lirasını güçlü tutmaktır.

1 trilyon 300 milyar dolar potansiyel ve 800 milyar dolar reel milli gelire sahip ülkemizde fakirlik artıyor.

Türkiye’de sadece ekonomi mi kötü? Bir de başka alanlardaki Türkiye’nin rakamlarına bakalım. Bu sorunun cevabını verelim.

2022 verilerine göre Türkiye için bazı sıralamalar:

-Hukukun üstünlüğü sıralamasında 140 ülke içinde 116’ncı sıra,

-Yoksulluk algısı sıralamasında 180 ülke içinde 101’nci sırada,

-Ülkelerin mutluluk sıralamasında 112’nci sıra.

Sebebi ise yolsuzluktur, yoksulluktur.

Pir Sultan Abdal’ın dediği gibi;

Yoksulun sırtından doyan doyana, bunu gören yürek nasıl dayana. Yiğit muhtaç oldu kuru soğana. Bilmem söylesem mi, söylemesem mi?

Türkiye bu manzara ile 14 Mayıs Pazar günü seçime gidiyor. Seçimde 64 milyon 191 bin 285 seçmen oy kullanacak.

Peki seçmen sandığa gidecek mi?

MetroPOLL Araştırma Şirketi Nisan ayında bu soruyu sormuş. İşte sonuç:

-Kesinlikle oy kullanacağım yüzde 84.1,

-Büyük ihtimalle oy kullanacağım yüzde 11.3,

-Belki oy kullanacağım yüzde 2.4,

-Büyük ihtimalle oy kullanmayacağım yüzde 1.5,

-Kesinlikle oy kullanmayacağım yüzde 0.7.

Seçmen sandığa giderken seccadenin altına süpürülmeye çalışılan şu sorularına cevap arayacak:

-Et, süt ve ekmek fiyatları,

-Yüksek kiralar,

-Ev fiyatları,

-Borçlar ve icralar,

-Kul hakkı,

-Adam kayırma,

-Rüşvet,

-İşsizlik,

-Enflasyon,

-Deprem

Türkiye’nin gündemi soğandır. Ekonomidir.

Artık milletin gözünden yaş gelmektedir.

Türkiye’nin dış borcu tam tamına 459 milyar dolardır. Kişi başı dış borcumuz 105 bin liradır.

Patron seçmendir. Son kararı seçmen verecek.

Mustafa Kemal Atatürk’ün ekonomi ile ilgili sözlerini hatırlatarak yazıyı bitireyim:

‘’Ekonomisi zayıf bir ulus yoksulluktan ve düşkünlükten kurtulamaz;

Güçlü bir uygarlığa, kalkınma ve mutluluğa kavuşamaz;

Toplumsal ve siyasal yıkımlardan kaçamaz.’’