|
||
Suudi Arabistan ve Suriye'deki gelişmelerin düşündürdükler | ||
Onur ÖYMEN | ||
Son günlerde bölgemizde yaşanan gelişmeler ciddi sonuçlar doğurabilecek boyuttadır. Suudi Arabistan'daki petrol tesislerine yönelik saldırılar o ülkenin petrol ihraç kapasitesine darbe vurmuş ve petrol fiyatlarında büyük yükselişlere yol açarak dünya enerji piyasalarını etkilemiştir. Yemen'deki İran yanlısı Huti örgütünün sorumluluğu üstlenmesine rağmen saldırıların nereden yapıldığı konusu hala tam açıklığa kavuşmamıştır. Bu saldırıda drone'ların ve füzelerin kullanıldığı söylense de henüz olayın bütün boyutlarıyla değerlendirilmesine olanak verecek bilgiler dünya kamuoyuna ulaşmamıştır. Amerika'nın saldırıda İran'ı sorumlu tutan demeçleri o ülkenin hedeflerine karşı askeri müdahale ihtimalini gündemde tutmaya devam etmektedir. Suudi radar ve savunma füze sistemlerinin bu saldırıyı engelleyememiş olması bu ülkenin yaptığı büyük askeri yatırımların yeterince etkili sonuç veremediğini göstermiştir. Bölgedeki bazı güçlü radarların ve füze-savar sistemleerinin böyle bir saldırıya karşı niçin ekili olamadıkları bilinmemektedir. Diğer önemli bir gelişme Suriye'yle ilgili temaslar ve alınan kararlarla ilgilidir. Suriye'nin ilk defa PYD/YPG'yi bölücü terör örgütü olarak ilan etmesi ciddi sonuçlar doğurabilir. Suriye, Türkiye'den sonra bu örgütü terör örgütü sayan ikinci ülke olmuştur. Bu gelişme Türkiye ile Suriye'nin Adana mutabakatı çerçevesinde işbirliği yapma fırsatını yaratabilir. Ankara'daki üçlü zirvede, yeni Suriye anayasasının hazırlanması için çalışması öngörülen komisyonla ilgili sorunların çözüldüğünün açıklanması siyasi çözümü kolaylaştıracak mıdır, yoksa Suriye'ye dışarıdan yeni bir anayasa dayatılması riskini mi getirecektir? Bunu zaman gösterecektir. Tarihteki benzer örnekler dikkate alınarak, en iyi çözümün Suriye halkının kendi anayasasını kendi özgür iradesiyle yapması ve geleceğine sahip çıkması olduğu söylenebilir. Bunun yolu Suriye'nin en kısa zamanda laik bir demokrasi modelini benimsemesidir. Onbinlerce teröristi barındıran ve Suriye'nin kapsamlı bir harekata girişmesi halinde 2,5 milyona yakın kişinin Türkiye'ye göç etmesine yol açabilecek İdlib'le ilgili kalıcı ve güven verici bir sonuca henüz ulaşılamamıştır. Türk-Suriye sınırında kurulması öngörülen tampon bölge konusu da belirsizliğini korumaktadır. PYD/YPG konusunda Türkiye ile Amerika arasında bazı ortak çalışmalar yapılmakla birlikte tam bir mutabakat sağlanamamıştır. Amerika'nın müttefik saydığı ve silahlandırdığı Türkiye'nin terör örgütü olarak kabul ettiği bu örgütün varlığı ülkemizin güvenliğini tehdit etmeye devam etmektedir. Özetle, zaman zaman yaratılan iyimserlik havasına rağmen Türkiye,, Amerika, Rusya ve İran gibi ülkelerin stratejik menfaatlerinin örtüşmediği bir bölgede daha büyük çatışmaların ve tehlikelerin önlenmesi için Türkiye ile Suriye arasında temasların arttırılması ve Adana mutabakatı çerçevesinde teröre karşı işbirliğinin yeniden başlatılması şimdi her zamankinden daha büyük önem taşımaktadır. |
||
Etiketler: Suudi, Arabistan, ve, Suriye'deki, gelişmelerin, düşündürdükler, |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.