Moved Permanently

BU YAPTIKLARINIZ VATANDAŞI SIKINTILARINDAN EKONOMİK DARBOĞAZDAN KURTARMAZ! 
Bin adet ve 600 metrekarelik yeni marketler inşa ederek, makul fiyatla ürün satıyor dediğiniz ve bu market zincirini genişletip, piyasayı dengeleyeceğiz dediniz! İnandık mı? Hayır inanmadık! 

Şov yaptığınız bu marketin sahibi olan Tarım Kredi Kooperatiflerinin yönetim kurullarına yandaşlarınızla, siyasi artıklarınızla doldurup atadığınız için, ballı maaşlar ödediğiniz için,  kendi yandaşlarınızın binalarını afaki kiralar ödeyerek tutuğunuz için; Tarım Kredi Kooperatifleri zarar ediyor.  Zarar eden bir firma ile fiyat dengesi kuracaksınız öyle mi? Kimseyi kandırmayın! Biz kanmadık! 
"Devlet basma kumaş satmaz dediniz Sümerbank'ı ve arazilerini sattınız, devlet et satmaz dediniz Et Balık kurumunu sattınız. Fabrikaların olduğu arazilerin hepsine şimdi 18 20 katlı binalar diktiniz. İnanmazsanız Konya başta olmak üzere Et Balık Kurumu arazilerinin yerlerine neler var gösteririz. Bu rantlarla yandaşlarınızın ceplerini doldurdunuz. Devlet sigara -içki- çay satmaz dediniz TEKEL'i ve fabrikalarını yandaşlarınıza sattınız. Onlarda satın aldıkları ay yüzlerce katı değeri ile yabancılara sattılar. Devlet maden işletmez dediniz Etibank’ın madenlerini, fabrikalarını, limanlarını, barajlarını yandaşlarınıza sattınız. Konya Seydişehir ETİ Alüminyum Fabrikası’nın kasasında biriken devletin parasını bile almadan yandaşınıza devrettiniz. İşlenmiş binlerce ton madenleri depolarda olduğunu görmediniz, lojmanları ve arazilerini envantere sokmadınız, mahkeme kararı olduğu halde geri iadesini yapmadığınız için tam 12 yıldır o fabrika Seydişehir Alüminyum Tesislerini yandaşınız beşli ihale çetesinin üyesi Cengiz Holding tarafından işgal konumundadır. Bu fabrikanın alüminyum cevherinin çıkarıldığı maden alanında değeri milyonlar eden değerli taşları çıkarıp mücevherat firmalarına yabancılara satıyorlar. Bundan bile bihabersiniz. 19 yılda devletin iliğini kemiğini kurttunuz.  Tüm devlet kazanımlarını "özelleştirme" adı altında toplam değerinin bir trilyon doları geçtiği çeşitli raporlarca ortaya konulan, Cumhuriyet Dönemi’nin şimdi sayacağım kazanımları yandaşlara peşkeş çektiniz. Bankaları, sigorta şirketleri, yüzden fazla fabrikayı, hava meydanlarını, limanları, madenler en değerli kazanç getiren kurumları, kupon diye tabir ettiğiniz arazileri, milyonlarca metre kare en verimli arazileri, elektrik şirketlerini toplamda 70 milyar dolara yandaşlarınıza birlik olup yağmaladınız! 

A dan Z ye her şey ithal edilerek ithalatçı yandaş şirketler zengin edilirken tarım hayvancılık iflasa sürüklendi, köyler boşaldı köylü toprağına küstü, üretimden vazgeçti. Kuş gribi dediniz köylünün tavuklarımı itlaf ettiniz. Sayenizde şimdi köylü bile marketten çiftlik yumurtası alıp yer oldu.  Market raflarında en temel gıda ürünleri ithal ürünlerle doluştu. İthalatın önünü siz açtınız. Sonra millet cep telefonu almasın, beyaz eşya almasın, bilgisayar almasın ihracat artıyor. Para yurt dışına çıkıyor bu nedenle döviz yükseliyor diye bu kalemlerin hepsine afaki oranlarda ÖTV koydunuz. Bu ürünleri satın alanlar için kredi kartı taksitlerini iptal ettiniz.  Vatandaşın içtiği meyve suyundan, gazlı içeceklerden bile Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) aldınız. 2.5 litrelik 10 liraya satılan bir koladan dahi 3,80TL KDV ve ÖTV alıyorsunuz.  El insaf size... Bir koladan bu kadar vergi mi alınır!

Cumhuriyetin ilk dönemlerinden beri tüm dünyaya tarım ürünleri satan Türkiye ve Buğdayın mercimeğin birçok bakliyatın anavatanı Anadolu coğrafyası gerçeği unutuldu gitti! Tahıl ambarı Konya'da bile değirmenlerde öğütülen buğday ithal buğday bu memlekete yazık ettiniz. Şimdi bize Meksika gibi ülkelerden gemiler ile genetiği değiştirilmiş GDO’lu bakliyatlar geliyor. Aynı gemiler boş gitmeyip, bizim ülkemizde yetişen kaliteli bakliyatları o ülkelere götürüp satıyorlar.  

Gübre fabrikalarımızın hepsini sattığınızdan dolayı gübreler ithal, tohumluklar ithal, yakıt ithal! Üreticimizin yüksek girdilerle ürettiği ürününe karşılık ülkesi tarafından desteklenmiş ve sıfır gümrükle ithal edilen ürünler karşısında rekabet gücünü kaybeden yerli çiftçi tarafınızdan bilinçli olarak tarafınızdan yok edilmektedir. Bunun ispatı ise; Çiftçi tam harmanını kaldırıyor. Basında bir haber buğday ithalatında gümrük vergileri sıfırlandı. Bu durumda çiftçi ne yapsın bir yıl beklemiş para lazım o para ile harmana ödemek için borç yapmış mecbur ürününü satıp borcunu ödeyecek. Sizde bunu çok iyi biliyorsunuz. Bu nedenle vergileri kaldırıyorsunuz. Vergiler kalkınca para babası toptancılar el ovuşturmaya başlamış bile çiftçinin ürettiği tahıl en ucuz maliyetten silolara giriyor. Sonra vergi muafiyeti kalkıyor.   Para babası siloların sahipleri bu işin kaymağını yiyor. Yürüttüğünüz tarım politikası küresel şirketler lehine bilinçli olarak ayarlanıyor. Bunu artık çiftçimiz çok iyi biliyor. O nedenle küçük ortağınız dâhil, milletvekillerinizin hiçbiri köylü içine çıkamıyorlar köylüden milletten kaçıyorlar.   

Tarımdan hiç ama hiç anlamayan atanmış bakanımız Konya'da bir çiftçimizin "kendimizin ürettiği ürünün sıfır gümrükle neden ithal edilmektedir bizler mağdur oluyoruz?" sorusuna "paramız var ki ithal ediyoruz" cevabını vermiştir! Yani o adı bakan olan küresel şirketlerin istediği tipte atanmış bir bakandır. Bunun ispatı ise bu söylemdir. 
Tıpkı diğer atanmış bakanlar gibi. O bakanlarınızın hiçbiri TBMM'de hiçbir konuda çıkıp tek hesap vermiyorlar.  Bölge milletvekilleri hiçbir bakana hiçbir bölge sorunundan bahsedemiyor. Çünkü bakanları tanımıyorlar ve bakanlara ulaşamıyorlar. Bu nedenle hiçbir sorunu çözemiyorlar. 

Bakanlıklar CIA kökenli danışmanlık şirketlerinin elemanları en kritik yerlerde görevlendirilmişler ülke yıkıma gidiyor… Siz seyrediyorsunuz…! Sarayın penceresinden yalaka 5-6 maaşlı danışmanlarınız size bambaşka bir ülke gösteriyorlar sizde onlara inanıp vatandaşa zulüm ediyorsunuz. 81.250 lira maaşla markete gidip alışveriş yapıp, fiyatlar gayet makul demek çok kolay... Haydi bir asgari ücretlinin maaşını cebinize koyun o maaşla 1 ay geçinin görürsünüz o zaman makul dediğiniz fiyatları...! Sarayınızda yaptığınız harcamaları Sayıştay Raporlarından gördük. Bu durumda sarayda cebinizden ne kadar para çıktığı da belli oldu.   
İzlenen ekonomi politikası ile pahalılığın işsizliğin geçimsizliğin faturası yine üreticiye kesiliyor. Simdi ise market raflarındaki zamların çoğu yandaş market zincirlerine kesildi. Zamanında çocuklarınızın ortak olduğu market zincirleri ile öncelikle mahalle bakkallarını mahalle marketlerini batırdınız. Onlar sesiz sedasız kaybolup gittiler. Marketlerde birçok hileler dönüyor. Üreticiler ürünlerin gramajları ile oynuyor. Örneğin; 1 kilo olması gereken bakliyat 850-900gr çekiliyor. 80 gram olan çikolata 65 grama düşürülüyor. 4 Litre olarak satılan sıvı sabun 3,6 Litreye düşürülüyor bu örnekler say say bitmez… Siz bunları görmüyorsunuz. Sonra marketleri suçluyorsunuz. Bunları denetlemiyorsunuz “balık baştan kokar” baştan başlamaz sistemi baştan düzeltmezseniz bu sistem bir gün çöker. Çöktü de zaten!

Geçtiğimiz yıllarda pahalılığı soğan, patates depolarına yapılan göstermelik baskınların görüntülerini yandaş TV'lere servis ederek, artışın sebebini üretici ve toptancılara kesenler onları terörist ilan edenler neden bu konunun kökten çözümü olarak kooperatifçiliği teşvik edip,  Hal Yasası’nı çıkartmadınız. Bu sorunların çığ gibi büyüyeceği ta o zamanlar belliydi. Her sıkıştığınızda yeri geliyor bir hal yasası diyorsunuz sonra geri çekiliyorsunuz. Hadi çıkarın hal yasasını oturalım masaya biz tam kadro parti olarak Hal Yasası’na destek veriyoruz.  Yürüttüğünüz tarım politikası küresel şirketler lehine bilinçli olarak yürürlüktedir. O nedenle o Hal Yasası’nı çıkarmak sizin işinize gelmez.  Bu yazdıklarımızın anlattıklarımızın özeti budur. Yorgun metal yığınına döndürdüğünüz saray hükümeti geminiz hızla batıyor. Artık bunun farkına varın ne vatandaşı, ne kendinizi daha fazla yormayın. Bir an önce erken seçim kararı alın! Bu ülkeyi hakkaniyetle yönetecek genç dinamik kadrolarımız hazır.
Üretici maliyetinin altında sattığı için ürünü, sütünü yollara döküyor. Üretici zarar ediyor. Tüketici ise yüksek fiyatla aynı ürün aldığı için şaşkın… Siz önce bu sarmalın içindeki fahiş para kazananları temizleyin her şey kendiliğinden gelecek sıkıntılar düzelecektir. 
Yukarıda anlattıklarımdan aklıma gelen sorular şunlar;

-Yeni hal yasası neden yürürlüğe girmiyor?
-Tarım hayvancılık için gerekli gübre fabrikalarını neden sattınız?
-Sıfır gümrükle yabancı şirket üreticileri kazanç sağlarken kendi üreticimiz ve tüketicimiz neden mağdur ediliyor?
-Ziraat bankası neden üretici İçin görevini yapmaz. Çiftçiye vereceği krediyi, Tüpçüye medya kredisi verir ve o kredinin alacığını takip etmez? 
-Tüm dünyada en çok fındığın üretildiği Türkiye olduğu halde ülkemiz fındık üretim birlikleri toprakları neden İtalyanlara satıldı? Neden çiftçimizden ucuza fındık alınıp 2- 3 katı fiyatla yabancılara satılıyor?
-En verimli topraklar Konya Ovası, Iğdır Ovası, Harran Ovası, Trakya Ovası, Hatay toprakları milyonlarca metrekare neden başta İsrail Olmak üzere yabancılara satıldı ve satılmaya devam ediliyor? 
-Yeni Hal Yasası üreticiden tüketiciye kadar fiyat artışına neden olan aradaki komisyoncuların ortadan kaldırılması vb birçok yeni yapılanma çalışmaları neden askıya alındı?
Bunları ne kadar sorsak, yazsak dile getirsek de sizin bir kulağınızdan giriyor öteki kulanızdan çıkıyor! Bu işin çaresi erken seçim biran önce hem de vakit kaybetmeden! 

Her şey bir tarafa çözüm olarak yine eşyanın tabiatına aykırı olarak sunulan ancak hiçbir zaman hayata geçmesi mümkün olmayan 600 metrekarelik bin adet yeni market zincirinin gündeme taşındı. Siz sadece her zaman olduğu gibi burada da sahte gündem oluşturup olayların üzerini örtüyorsunuz. Sarayınızda yandaş gazeteyi alıp, masum bir kediyi kucağınıza alıp, market arabasını elinize alıp,  değişik bir Erdoğan portresi çizmeye çalışıyorsunuz. Ama nafile vatandaş görüntüye değil artık cebine bakıyor. Bence siz sarayınızda etrafınızı sarmış yalan yanlış bilgi sunan danışmanlarınızı kovun. Yerine halk içinden danışmanlar getirin gerçekleri ancak o zaman görürsünüz. Sizin milletvekillerimizin bile sahada gezmeye yüzleri yok 3 5 yanaşın toplandığı yerlere gidip 5 10 poz fotoğraf çekip hemen ortalıktan kayboluyorlar. Çünkü vatandaşa söyleyecek sözleri yok! Vatandaş öfkeli… Vatandaş artık Ey Kılıçdaroğlu! Söylemini yemiyor. Cebine girene, çıkana ve arta kalan borcuna bakıyor. 

Bu iş aynı seçim öncesinde devlettin imkânları ile salatalık soğan domates satan çadırlar kurmanız gibidir. Hiçbir işletme vergi gideri olmayan geçici satış çadırları göz boyama gündem yaratma amaçlıydı. Ama yetmedi İstanbul'u kaybettiniz, Ankara'yı kaybettiniz, Antalya’yı kaybettiniz. Vatandaş çadır sahnenizi beğenmedi. Ancak vergi veren işletme gideri olan satıcı pazarcı isyanı görmezden gelindi. Ve bir an için tarafınızdan gündem değiştirilmiş oldu... Sorun çözülmedi sadece üzeri küllendi... Bugün bir markete girdiğinizde ürün seraya düşmemişken bile 1 kg domates 12-15 lira oldu. Kışın bu domatesi halk kaça yiyecek? Siz oturup bunun hesabını yapın. Yoksa o konuda da Soğan ve patateste olduğu gibi çıkıp birilerini terörist ilan etmeyin! Şimdiden uyarıyoruz tedbirlerinizi alın. 

Kurduğunuz bu sistem artık çoktan karaya oturdu. Bu çöküşü göremeyenler; Sizden çıkar sağlayanlar, makam elde edenler, ya da algılarıyla oynadığınız sahte haberlerle yandaş basınınızla kandırdığınız saf ve temiz insanlar size başka inan kalmadı. Eğer bir çözülme başlarsa sizleri terk edecek insanlarda başta saydığımız çıkar grupları. Çöküşü gidişi htikleri anda sizlerin dosyalarını tek tek açığa çıkaracak kişilerde onlar bilesiniz…

Şimdi çıkıp diyebilirsiniz bu kadar sorunu yazdınız çözüm nerede diye; Çözüm bizde siz gidin biz düzeltiriz. Çünkü siz o kadar işleri birbirine karıştırdınız ki düzeltmeniz imkânsız. Bizde bu işi düzeltecek genç dinamik kadrolar var merak etmeyin. İktidarımızda gün gün yapacağımız işler çözeceğimiz işler belli.