Ülke genelinde iki ayı aşkın bir süredir yeterli yağış yok. Çiftçilerimiz ve hayvancılıkla uğraşan vatandaşlarımız çok zor durumdalar. Ekinler ve yem bitkileri tarlalarda kuruyor. Hatta bir çoğu kurudu bile. Tüm tarımsal ürünlerde rekolte düşmüş durumda. Çiftçi emeğinin karşılığını tarlasından alamıyor. Zaten korona salgını nedeni ile çiftçimiz zor durumda;
Kapanmalar, sokağa çıkma yasakları nedeni ile iller arası tarımsal işçi hareketliği kısıtlandı. Çiftçi tarlası için gerekli bakım işini yapamadı. Çiftçiler tarımsal işçiyi tarlasına getirmek için valiliklere, kaymakamlıklara müracaat ediyor. Fakat yasak bahanesi ile işçilerin gelmesine bu makamlarca izin verilmiyor. Bu nedenle çiftçi işçiyi tarlasına sokamadı.
Bazı çiftçiler dolu tehlikesi karşısında tarlasına doludan korunmak için tarlasına brandasını dahi çekmedi. Önümüzdeki günlerde dolu tehlikesi çiftçimizi vurabilir. Fakat çiftçimiz bununla ilgili işçi bulamadığı için önlem alamadı. Olası bir dolu vurgununda felakete uğrayacak. Çiftçi korkusundan gece yatağında rahat uyuyamıyor. Çiftçiler bunlarla uğraşırken;
Geçtiğimiz hafta yapılan mazot 60-70 kuruşluk zammı çiftçimize bir darbe daha vurdu. Biliyorum farkındayım pazar pazar belki morlinizi bozdum fakat bunlar AKP sayesinde bir ülke gerceği oldu.
Çiftçi kendi sorunları ile yalniz başına boğuşurken saray hükümeti başka sanal gündemler peşinde. Onlar kendi yandaş kanalllarında ülkeyi güllük gülistanlık göstermeye çalışırken, kendi yandaş gazetelerinde aynı kalemdem çıkmış sür manşetleri boy boy atarken; Tarım bakanından çiftçiler hakkında bu durumlar ile ilgili bir açıklama duydunuz mu? Ben siyasetin içinde olan, daima çiftçinin emekçinin yanında olan birisi olarak duymadım.
Gerçek bir iktidarda Ziraat Bankası kendi işini yapacaktır. Ziraat Bankası bir TV reklamında bahsedildiği gibi (o reklamı şimdi ben anlatınca hatırlarsınız)
"İki bankacı aynı uçakta birbirlerine işlerini soruyor. Biri diğerine ne iş yapıyorsun diyor. O esnada bir birlerine hava atmak için birisi diyor ben şu hostese araba kredisi verdim. Şu önde oturan ticaret sahibine iş yeri kredisi verdim diyor. Sonra Ziraat Bankası çalışanda ben şu köprüye, şu otoyola ve şu havaalanına kredi verdim diyor." Aslında bu reklamda Ziraat Bankası'nın gerçek işini yapmadığı çiftçilere kredi vermediği ifşa ediliyor. Bu reklam beşli yandaş ihale çetesine kredi vermek için nasıl yarıştığını anlatıyor. Orada bile beşli çetenin reklamı yapılıyor.
Gerçek bir iktidarda devlet bankaları işlerini yapacaklar başka işler ile uğraşmıyacaklar. Ziraat Bankası kredisi ile, sigorta sistemi ile çiftçimizin yanında olacak. Zirayi ticari kredi haricinde başka sektörlere ticari kredi dağıtmak Ziraat Bankası'nın işi değil, bu işi Halk Bankası yapacak Halk Bankası'da önce küçük sanayiciye işletmeciye yeni iş kuranlara krediyi verecek.
Beşli ihale çetesine değil!
Zaten gerçek bir iktidarda bu ihale çeteleri olmayacak. İhlalerde ihale şartnamesineki yeterliliğini ispat eden her şirket ihalelere girebilecek. Tüm ihalelerde işin nasıl yapıldığı ve nasıl bitirildiği her safada şartnameye uyulup uyulmadığı kontrol edilecek. Ben buradan tüm partilere oy veren seçmenlerimize sesleniyorum. "Millet İttifakı" olarak yerel yönetimlerde nasıl çalıştığımızı gördünüz. Millet İttifakının İktidarında da aynı şekilde çalışacaklar.
İlk 10 gün,
ilk 50 gün,
ilk 100 gün,
ilk 365 gün,
ilk 730 gün,
ilk 1825 gün ne tahahüt ettikleri ve neler yapacakları belli. Bu işi yapacak ekibimizde hazır diyorlar. Her dediğimizi, vaad ettiğimizi gün gün fazlası ile yapacağız diyorlar. Bizim dönemimizde yandaşlarım değil çiftçimizin, emeklimizin, işçimizin, memurumuzun, küçük ve orta ölçekli işletmelerin ve sanayicinin yüzü gülecek. Öğrencilerimiz okurken ev sıkıntısı, yurt sıkıntısı çekmeyecek. Öyle bir duruma geleceğiz ki belki ailesinin yanında okuyan çocuklar bile etüd yapmak için, ders çalışmak için bu yurtları kullanacaklar diyorlar.
Genel Başkan Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun dediği gibi hiç bir çocuk yatağına aç girmeyecek. Bu güzel ülkemizin imkanları hepimize yeter... diyorlar.
Önceliğimiz çiftçi daha tarlasını sürmeden ürününü bile ekmeden kuracağımız sigorta sistemi ile düşük maliyetlerle hem kendini hem tarlasındaki ekeceği ürününü her türlü olası durumlar için sigortalayacak başına olası kötü bir durum geldiğinde çiftçi kaderi ile baş başa kalmayacak sigorta şirketinden emeğinin karşılığını alacak.
|