Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmek adına başlattığı kanlı savaş 22’nci gününe girdi. Kaç kişinin öldüğünü tam bilmiyoruz. Ama çocukların, yaşlıların yani suçsuz sivillerin vahşice katledilişlerini görüyoruz. Yaklaşık “iki buçuk milyon Ukraynalının” evlerini terk ederek sınırdaş ülkelere sığındıkları, savaşın uzama tehlikesini gören Rusların ise ülkelerini terk ederek göç ettiğine dair haberler medyada yer alıyor. İnsanlığın gelişmesinde en son noktaya gelinen 21’inci yüzyılda, bir katliam olan savaşa kalkışmak, insan aklıyla da onuruyla da ve tarih boyunca oluşturduğu kültürüyle de bağdaşmıyor. Zapt edilmez hırsları, psikopatça davranışlarıyla ülkelerini ve dünyayı tehlikeye atmaktan çekinmeyen bu gaddar yöneticilere dur demeli! Irak’ta Bush’un, Suriye’de Trump’ın dengesizliği ve saldırganlığıyla Ortadoğu’yu nasıl cehenneme çevirdiklerini daha çok yeni yaşadık! Kısaca; Arapları kışkırtan, Afrikalıları sömüren, Asyalıların varlıklarına göz koyan, Pasifik’teki ülkelere yerleşen, Güney Amerika’da her türlü ahlak dışı yaşamı destekleyen, yani, insanlığın elindeki tüm değerlere göz koyan, doymak bilmez bir avuç siyasetçi, dünyayı yaşanmaz hale getiriyor.
***
Aslında barış yanlısı, insana sahip çıkan, çevre ve doğayı çocuklarımıza bırakmaya kararlı, ahlaklı ve yaşama saygılı tüm insanlar, sadece hayatlarını ve yarattıkları değerlerini korumak için değil; güzelliğe, mutluluğa, gülün kokusunu hmek, rüzgârın sesini dinlemek için yani, aşk ve sevgiyi bulmak için savaşlara karşı çıkmalı. Bilinmeli ki, “yaşama sevinci” barış içinde kendini güçlendirir!
***
Her ne kadar Putin’in yeni bir çar olarak vahşi savaşı her şeye rağmen sürdürmek için çaba göstereceğini bilsem de Rusya/Ukrayna savaşının çok uzamayacağı görüşümü sürdürüyorum. Çünkü Rusya’nın Ukrayna’ya yapmayı planladığı “yıldırım saldırı harekâtı” başarısız oldu. Hem asker hem de silah gücü olarak çok zayiat verdi. Zaman geçtikçe, siviller öldükçe, dünya barıştan yana tavır koydukça Rusya sıkıştı! Üstelik Batı devletlerinin koydukları ambargo nedeniyle uzun süreli bir savaşın yüksek maliyetlerini karşılaması da mümkün görülmüyor! OPEC ve üretici ülkelerin birlikte aldıkları kararla petrol üretimini artırmaları, dolayısıyla, petrol fiyatlarının giderek ucuzlaması, Rusya’nın gelirinin daha da hızla düşmesine neden olacak!
***
Hem yurtiçinde hem de yurtdışında Rusya’nın ekonomik ve sosyal durumu, daha da elverişsiz hale geliyor. Rus ordusu Ukrayna'nın başkenti Kiev'i işgal etse ve kukla bir hükümet kursa bile, bu nihai zafer anlamına gelmeyecek! Çünkü küçülmekte olan ekonomi nedeniyle geçim kaynakları ciddi şekilde etkilenen vatandaşlarının savaş karşıtlığı iyice belirginleşecek. Nitekim Rusya TV’sinde tam da haberler okunurken sunucunun arkasından çalışanlardan birinin “kirli savaşa son verin” pankartını açması, sadece bir cesaret değil, aynı zamanda sabırlarında taştığının da göstergesidir! Dahası, muhalifler de bir araya gelerek her an başkaldırabilirler… Bu durum karşısında Putin’in içeride gösterebileceği orantısız şiddet, Batının da kışkırtmasıyla, muhalefetin planladığı ve halkında desteklediği siyasi bir isyan olasılığını Rusya’da gündeme getirebilir!
***
Başlarda Rusya’nın masaya koyduğu, “Nükleer bir savaşı başlatma” tehdidinin etkisi süreç içinde azalmıştır. Rusya tehdidini gerçekleştirme imkânına sahiptir! Ancak yapılan bu deliliğin karşında tüm dünya büyük bir kararlıkla birleşir! NATO’nun ikinci stratejik hedefi olan Çin bile, böyle bir dünya savaşında Rusya’nın yanında yer almayacaktır ve izin vermeyecektir. Nitekim, Şanghay Kamu Politikası Araştırma Derneği Başkanı Profesör Hu Wei, “ABD-Çin Algı Gözlemevi’ne Ukrayna Savaşı’nı analiz eden ve Çin’in atması gereken adımları değerlendiren” bir makale yazdı. Hu Wei’nin makalesinden, özetle: “Rusya'nın askeri gücü, NATO'yla boy ölçüşemez. Bu nedenle savaşın sonu Rusya ve Putin için kötü olur ve ABD yeniden Batı dünyasının lideri konumuna yükselir! Böylece demokrasiler ve demokratik olmayan ülkeler arasında yeni bir ‘Demir Perde’nin’ oluşması kaçınılmaz olacaktır!”
***
Devamla; “Oluşacak ‘Demir Perde’ sonrasında Batı, Rusya ile olan ayrımı demokrasi ve diktatörlük arasındaki bir mücadele olarak tanımlayacak, böylece ‘demokrasiler ve otoriter devletler’ arasına bir çizgi çekecektir. Yeni Perde artık, sosyalizm ve kapitalizmin iki kampı arasına çekilmeyecek ve Soğuk Savaş ile sınırlı kalmayacaktır. ‘Batı demokrasisi ve karşı olanlar’ arasında bir ölüm kalım savaşına dönüşecektir!” Hu Wei, ”ABD, Hint-Pasifik stratejisini konsolide ederek, Japonya gibi, diğer ülkelerle daha da yakınlaşacaktır. Bu durumda Batı’nın gücü önemli ölçüde artacak, NATO genişlemeye devam edecek ve ABD'nin Batı dışı dünyadaki etkisi de şimdiye kadar görülmemiş bir düzeye ulaşacaktır!” demektedir. Sonuç olarak Hu Wei, “Çin’in Putin yükünü” artık taşımaması gerektiğini “Çin Politbürosu’na öneriyor!
***
Bu makale etkili olur mu? Bilemem ama hunharca çıkarılan bu savaş bitmelidir. Psikopatça davranışlara son verilmelidir. Savaş sonrası BM, Lahey gibi tüm uluslararası kurumlar yeniden yapılandırılmalıdır. Barış içinde özgür ve sevgi dolu bir yaşam sürülmelidir. İnsanlığa da bu yakışır!
|