301 Moved Permanently

Moved Permanently

The document has moved here.

Yazı Detayı
04 Nisan 2022 - Pazartesi 16:53
 
O günler uzakta değil!
Fikri SAĞLAR
fikrisaglar@birgun.net
 
 

Cumhuriyet tarihinde hukuk sistemimiz, bazı olaylar karşısında zor anlar yaşamıştı. Süreç içinde, hak ve özgürlüklerin korunması adına zaman zaman eksiklik olmuştu. Evrensel hukukun temellerini sağlam atmaya çalışan kurucu kadrolar, her defasında bu zorlukları aşmanın yollarını ciddiyetle aradılar. Yanlış her olay sonrası, adalete ulaşılması için yeni ve daha ileri adımlar cesaretle atıldı. Dönemin Meclis’i, çağdaş olabilmenin ön koşulunun adalet sisteminin gelişimine ayak uydurma olduğu bilinciyle ve de “adaletin, mülkün yani, Cumhuriyet’in temeli” olduğu inancıyla, hukukun üstünlüğünü kabul eden bir kararlılık sergilemişti. Bu duruş, sadece zihinsel gelişmişlik olarak kalmamış, anayasal zorunluluk haline de dönüşmüştü.

***

Bugünkü Anayasa’nın değiştirilemez maddeleri içinde “Türkiye Cumhuriyeti’nin bir hukuk devleti” olduğu çok net olarak yazılmıştır. Açıkça ortaya konulan bu temel ilke ancak, “tarafsız ve bağımsız yargıya” sahip olan devletin, hukukun üstünlüğüne uyabileceğini de belirlemektedir. Dini dogmalardan kurtulmuş, evrensel hukukun varlığı, laik bir yapıda işlevsel hale gelebilir. Demokratik devlet yapısı ancak laik, sosyal ve hukuka samimiyetle inanmış ülkelerde varlık gösterir. İnsanlığın barış içinde yaşayabilmesinin temel koşulu, hak ve özgürlükleri güvence altına alan demokratik devlet yapısıdır.

Şu da bilinmeli ki; yurttaşın kazanımları, temel hak ve özgürlükleri her an, iktidarların tasallutu altındadır! Demokrasiye inanmayan iktidarların ilk hedefi, laik demokratik devlettir. Sonra, yargı ve eğitim sisteminin kendilerine uygun hale getirilmesidir. Amaç iktidarlarını frenleyen ve dengelemeye çalışan başka bir gücün varlığına müsaade etmemektir. Oysa demokratik hukuk devletin varlığı, yurttaşının can ve mal güvenliğinin sigortasıdır!

***

İktidarlar gücü ele geçirdikten sonra genellikle, işine gelmeyen hak ve özgürlükleri sınırlar, devletin kaynaklarını keyifi olarak bölüştürür ve de yurttaşın emeğini yok sayan hatta sömüren bir yönetimi pervasızca uygular. Ülke çıkarını düşünmeyen, kötü niyetli dış ve iç güçlerle iş birliğine girer. Yurttaşların refahı ve mutluluğu yerine yandaşların, dahası iş birliğinde bulunduğu emperyalist ülkelerin adına adımlar atar. Böyle bir durumda iktidarı engelleyen ve de frenleyen tek güç, bağımsız yargının kararlı direncidir. Türkiye’nin içinde bulunduğu durum işte budur! Şerri Hukuk’a yönelmeye çalışan iktidar, bağımsız ve tarafsız yargıyı yok ediyor. Bu durum toplumda müthiş tepki yaratıyor… Anayasal hakları olan tepkilerini dile getirmenin iktidar tarafından şiddet kullanarak bastırılması, öfkeyi doruğa taşıyor. Hak ve özgürlüklerinin yok edilmesi, “can ve mal güvencesinin de” ellerinden alınma tehlikesini getiriyor. Bu tehlikeli gidişattır!

Dün Cumhuriyet tarihinin yargı açısından en hazin örneklerini yaşadık. Modern bir ülkede olmayan, hukuk devletine yakışmayan dahası adalet ve ahlâka sığmayan, yargı etiğine aykırı 3 yargılama olayına Türkiye şahitlik etti. Anayasal hakkını kullanmanın doğal olduğu demokratik hukuk devletlerde “toplanmak ve gösteri yapmak” bir haktır. Ancak hak ve özgürlükler karşıtı AKP iktidarı, gençlerin bu haklarını kullanmalarına şiddetle karşı çıktı. Talimatla açılan “Gezi Davası’nın dün oturumu vardı… Oysa “Gezi” teokratik otokrasiyi uygulayan ve yurttaşın yaşam biçimine müdahale eden, doğayı inatla yok etmeye kararlı, hukuk ve demokrasi dışı davranan siyasal bir yönetime karşı kendiliğinden oluşan bir tepkiydi. Gençlerin ve tüm yurttaşların, yasal haklarına sahip çıkarak iktidarın kararlarının yanlış olduğunu uygarca ortaya koyan halkın gösteriydi… Masum bir gösteriyi şiddetle durdurmaya çalışan iktidar, orantısız güç kullanarak gençlerin öldürülmesine neden oldu. Gezi Davası, asıl suçluların iktidarca saklandığı, bulunan bir avuç masum insanın zorla suçlu yapıldığı, bir yargı felaketidir! Kısaca Gezi demokrasi, hak, hukuk ve adalet isteyenlerin AKP iktidarını çok korkuttuğu bir adımıdır! Bu nedenle iktidar, gençlere ve emekçi halka nefretle yaklaşmaktadır!

***

Diğeri yine İstanbul’da, ülkenin en kadim ve önemli kurumu, Türkiye’nin en başarılı öğrencilerinin eğitim aldığı Boğaziçi Üniversitesi’ne atanan yandaş bir Rektör’e karşı çıkan öğrenci ve akademisyenlerin eylemini konu alan davaydı… Dava, yargı adına müthiş bir ayıpla başladı! Yargıç heyetinin “yargılama usulüne” uymayan bir şekilde olayların nedeni olan Rektör’ü, gizlice mahkemeye çağırması bir skandaldı. Bilinçli olarak yapılan bu usulsüzlüğe savunma avukatları tepki gösterdi. Heyet, savunma avukatlarını salonun dışına çıkardı. Avukatlar buna direnince, yargıç salonu terk etti... Mahkemenin amacı, suçsuz gençleri ve akademisyenleri korkutarak sindirmekti! Yapılanlar yargı tarihine bir kara leke olarak geçti.

***

Üçüncüsüyse, Montrö’yü savunmaları nedeniyle 103 Amiral için isyan gerekçesiyle açılan ucube davaydı! Oysa “bugün yaşanan Rusya/Ukrayna savaşı” yurtsever Amirallerin ne denli haklı olduğunu gösteriyor! Dün mahkemede, gerçekten ülkeyi düşünen bilgili ve deneyimli amiraller yerine, “Montrö ve Türkiye Cumhuriyeti’nin varlık nedeni olan Lozan’ı tartışalım” diyenler yargılanmalıydı.

***

Türkiye gerçekten bir hukuk devleti olduğunda bu zorlama davaları açtıranlar da, sürdürenler de herhalde bağımsız yargı önünde davaların gerekçelerini anlatacaklardır. O günler uzakta değil!

 
Etiketler: O, günler, uzakta, değil!,
Yorumlar
Diğer Yazılar
Mersin’e gönül verenler, Mersin’in gerçek sahipleridir!
Değişen bir şey olmamış!
Dayanamadım tatile çıkıyorum!
İkircikli davranış ülkeye zarar veriyor!
Vahim!
Elektrik faturaları!
Tehlike kapıda! Bedelini AKP ödeyecek
Eskişehir, imrenilecek bir kent!
Erdoğan erken seçim startını verdi!
Zamlar, pahalılık TELE 1 ve gerçekler!
Erdal İnönü bulunmaz bir insandı
Talimatla Adalet(!) - 2
Talimatlı adalet(!)
Yozlaşma devam ediyor!
Kılıçdaroğlu ve SADAT!
Ahmet Say’ın düşündürdükleri!
‘Artık yeter’ deme zamanı!
Katliam sanıkları!
Mersin İleri İlkokulu
Hukuktan vazgeçmek devleti narko/devlete dönüştürür!
İktidar zor durumda!
İnandırıcı olunmalı!
Kime hizmet ediyorlar?
Seçim yakın!
Kime hizmet ediyorlar?
Seçim yakın!
Vahşet ve ekonomi!
Emperyalistlerin oyununa gelinmemeli!
Tehlike var!
Gitmeleri şart oldu!
İnsanlığa yakışan barıştır!
Hekimlerin eyleminden ders çıkarılmalı!
Yeter artık! Bunlar zeytine de düşman!
Barışın güvencesi kadındır!
Montrö Antlaşması ve enerji savaşları
Sanat ve siyaset!
Yayla ve Kumbaracıbaşı’nın yerleri doldurulamayacak!
Mesele de bu!
Kötü kokular geliyor!
Gerçek görüldü
Artık ülkeyi oyalamayın!
Denize düşen yılana sarılır!
AKP’nin korkusu
Yine bir ocak ayı!
İBB korkusu (1)
İmamoğlu sordu, neden belli!
Laik ve bilimsel eğitim istiyoruz
Kötü başladık!
Umut 2022’de!
Yurttaşı soydular!
Suçun şekli ve rejimin adı
Yıkamadılar!
AİHM’i tanımayanlar zamanı gelince hesap verirler!
Prekarya!
Mersin Mitingi!
Seneye bugün!
Dip dalgası!
Dünya tehlikede; bizimkiler hâlâ magazinsel siyasette!
Dünya tehlikede; bizimkiler hâlâ magazinsel siyasette!
Unutmayın bu ülke sizin!
Atatürk hep var olacak ama ona düşmanlık yapanlar unutulacak!
Korkmayacak, sinmeyecek! Bu oyuna gelmeyecek!
Hep önce iyi insanlar ölüyor…
AKP hızla gömülüyor!
Pes artık!
Hırsızlık arşa çıktı!
Sabıkaları hayli kabarık!
Umudumuz var!
Durum vahim!
Rejim tartışmalarında sol partiler nerede?
Bora Yorulmaz ve Kürtler
Barış istiyoruz!
Tutum Belgesi yeni bir umut oldu
Son uyarı!
Ali Erbaş’a tekraren açık mektup!
12 Eylül anlayışı sürüyor!
Sine-i millet!
Yaşamak için barış gerekli...
Okumak anlamaktır!
Asrın lideri!
Afganistan Türkiye’ye örnek mi?
Milletin ahı!
Yeter artık!
Ülke yanıyor, rant peşindekiler avuçlarını ovuşturuyor!
Yangın halkın içinde Erdoğan keyif çayı içiyor!
Günü geçiştirmek!
Bu duruma ne denilir ki?
Etik mi, yasa mı?
Perhiz ve turşu!
Kokmayın, susmayın, kirliliğe itiraz edin!
FİKRİ SAĞLAR’DAN VATANDAŞLARA ÇAĞRI
Bunlar iyi günlermiş!
Galatasaray’a Hamamcıoğlu yakışır!
Peker olayının düşündürdükleri…
Peker’in ifşaları ve İstanbul Arkeoloji Müzesi!
Yolun yarısı!
Beklenen çok, değişen yok!
Kirleniyoruz çünkü…
Denizler ölmez!
Yaşam zorlaştı!
Yazık ki ne yazık!
Eyyamcılıktan vazgeçilmeli!
Egemenlik ve KKTC
KKTC’nin hatırlattığı Pir Sultan ve Giordano Bruno!
Umut tükenmez!
AKP/MHP iktidarı bitiyor…
Özgürlük yasak!
Sanki uyuşturulduk!
Turizm ve emperyalizm…
Nazire olsun!
Meclis yara aldı!
Millet can derdinde ama AKP?
Bizim Gazete
Ulusal Gazeteler
Anketler
Uşak'ta CHP'den kimi belediye başkanı adayı olarak görmek istersiniz
Sayfalar
Ankara

Güncelleme: 06.07.2022
İmsak
Sabah
Öğle
İkindi
Akşam
Yatsı
Süper Lig
Takımlar
P
Av
M
B
G
O
Nöbetçi Eczane


Nöbetçi eczanlerle ilgili detaylı bilgi için lütfen tıklayın.

Arşiv Arama
Modül 1

Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.

Haber Yazılımı